Diş Tedavisi Sonrası Öldü: 5 Yaşındaki Deniz Hakkında Yeni Açıklama

Bursa’da diş tedavisi için götürüldüğü özel klinikte yapılan işlemler sonrasında fenalaşan Deniz Sönmez’in (5) ölümüyle ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan açıklama geldi.

Baba Sönmez, ifadesinde oğlunun ‘Anne ölüyorum’ dediğini söyledi.

İddiaya göre, yapılan muayene sonrasında dişlerinde çürük olduğu tespit edilen çocuğa, 10 Kasım’a operasyon için randevu verildi. İddiaya göre, genel anestezi altında anestezi uygulanan çocuğun bir dişi çekildi, dört dişine dolgu yaptırıldı. anestezinin etkisi geçince hastalandı. Çocuğun ağzından yoğun bir kanama oldu, ateşi yükseldi ve titremeye başladı.

Deniz’e şikayetlerinin anesteziden kaynaklandığı söylenerek kanaması olmasına rağmen ilaç yazılarak taburcu edildi. Eve geldikten yaklaşık 20 dakika sonra durumu kötüleşince ailesi tarafından Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alınan Deniz Sönmez, 13 Kasım’da oksijen yetersizliğinden kaynaklanan çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Sönmez’in naaşı otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

Soruşturma devam ederken, İl Sağlık Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre Deniz Sönmez’e operasyon öncesi sedasyon uygulandı. Yani operasyon sırasında çocuk yarı uykudaydı. Aile, çocuklarına genel anestezi verildiğini ancak öncesinde herhangi bir tetkik yapılmadığını söyledi. Yine ailenin iddiasına göre, operasyon sırasında çocuğun boğazına sokulan hortum geniz etini delmiş ve ortaya çıkan kanama Deniz Sönmez’in ciğerlerine dolmuştu. Aile, anestezi uzmanı ve hemşirenin anestezinin etkisinden çıkma süresini beklemeden klinikten ayrıldığını iddia etti.

Eve geldikten 20 dakika sonra kusma, ateş ve morarma şikayetiyle gelen Deniz Sönmez’in, ailesi tarafından Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırıldığı ve kanama nedeniyle acil ameliyata alındığı belirtildi. Yoğun bakımda tedavi altına alınan ve kısa süre sonra durumu kötüleşen çocuk, entübe edildi. Kalbi duran çocuk, doktorların 1 saat süren kalp masajına rağmen kurtarılamadı.

Soruşturma kapsamında Deniz Sönmez’in annesi Elena ve babası Aydın Sönmez polis merkezine giderek ifade verdi. Açıklamanın ardından açıklama yapan Aydın Sönmez, operasyondan bir hafta önce diş ağrısı şikayetiyle özel diş kliniğine gittiklerini ve 10 Kasım’a randevu aldıklarını belirterek, şunları söyledi:

‘Diş ağrısı için gittik. Film çekildi. 4 dişe dolgu yapıp 1 diş çekeceklerini söylediler. 1 hafta sonrasına, ayın 10’una randevu verdiler. Randevumuz saat 12.00’di, anestezi ekibi 12.40 gibi geldi. Bekleme odasında kalçasına şok enjeksiyonu yaptılar. Sonra ‘Oğlunu al, onu dışarı çıkarabilirsin’ dediler. Oğlumu kendi ellerimle çıkarıp üst kattaki dişçi koltuğuna yatırdım. Daha sonra 5 dakika geçti. Burada anestezi uzmanı çıktı. Tabii bize güven verici şeyler söyledi: ‘Merak etmeyin, bunlar bizim her zaman takip ettiğimiz süreçler. “Buradayız” dedi. Yapacak küçük bir işim vardı ve dışarı çıktım. Eşim bu süreçte her zaman yanımdadır. Zaten kamera kayıtlarında da bu açıkça görülüyor. Eşim ‘Sen gittikten sonra anestezi uzmanı da gitti’ diyor. Bir daha gelmedi. Operasyonun tamamlanmasının ardından diş hekimi ve anestezi uzmanı asistanı odadan çıkarak ayrıldı. Odaya girdim. Deniz’in uyanmasını hemşireyle birlikte odada bekledik. İyileşme süreci bir saat sürdü. Çocuk sersemlemiş bir şekilde ayağa kalktı. Titremeye başladı. Hemşireye ‘Çocuk titriyor, doktoru arayın’ dedim.

Aydın Sönmez, oğlunun annesine en son ‘Anne ölüyorum’ dediğini söyledi. ‘Hemşire hanım doktora gitti ve ‘Çocuk titriyor’ dedi. ‘Normal anesteziden’ dedi. 15 dakika sonra çocuğun ateşi yükseldi. ‘Yine anesteziden’ dediler. Doğal olarak bu süreçte çocuğun yanına doktor gelmiyor. Sonra çocuk ‘Anne, ölüyorum’ diyor. “Anne ölüyorum” diyor. “Kıyafetlerimi çıkar” diyor. Bunu söylediğimde eşim paniğe kapılıyor, çocuğu alıp aşağıya iniyor. Başını tekrar annesinin omzuna koyar. Bu tür bir çocuğun ateşi var diyor. Doktor artık gelmeyince ‘İstersen ateş düşürücü yazabilirim’ diyorlar. Eğer istersen antibiyotik yazabilirim. Bunlar normaldir. Size bir taksi çağıralım. Eve git. ‘Deniz ayılacak’ Bir saat kadar uyanmasını beklerler ve çocuk sersemlemiş bir halde uyanır. Anesteziden kaynaklandığını söylüyorlar. Düşünün bu süreçte çocuğa biraz su verdiler. Onu çıkardı. Yutkunamadı. Şuna eminim, eğer doktor ya da anestezi uzmanı bu iyileşme sürecinde yanında olsaydı, çocuğun ateşini ölçse ya da gözlerine baksa anlardı. Bundan oldukça eminim.’dedi.

Taburcu olduktan 20 dakika sonra oğlunun durumunun kötüleşip eve geldiğini belirten Aydın Sönmez, Deniz’i Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne götürdüğünü söyledi ve şunları söyledi:

‘Eşim eve geldi. 20 dakika sonra eve gittim. Çocuğu yatakta gördüm. Çocuk titriyordu. Bu dönemde çocuğunun okuluna gittim. Onun ödevini aldım. Bu yüzden 20 dakika geciktim. Acilen alıp Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne getirdim. Ayrıldığımda kandaki oksijen seviyesi yüzde 40 ila 50 oranında düştü. Güç nefes alıyordu. Bu süreçte hızlı bir şekilde entübe ettiler. Hastanedeki tüm doktorlar seferber oldu. Her şey sinema gibidir. İnanın hemen yoğun bakıma aldılar. Boğazından ve dişlerinden kan geldiğini söylediler. Onlara ameliyatla müdahale ettiler. Daha sonra tekrar yoğun bakıma aldılar. Bundan sonraki süreç bizim için çok uzun oldu. Bekledik. Oğlumun aklı başına gelir mi, ayıklanır mı, iyileşir mi diye bekledik ama pazartesi günü her şey bitti. Böylece dünyamız da karardı.’

Aydın Sönmez, Deniz’in 3 gün yoğun bakımda kaldığını, son gün ise umudu kalmayınca tomografi çekildiğini söyledi. En son oğlunun kalbinin durduğunu belirterek, şöyle konuştu: ‘Çoklu organ yetmezliği olduğunu, karaciğer ve böbreklerinin oksijen eksikliğinden muzdarip olduğunu söylediler ancak çocuğu kaldırmanın tehlikeli olduğunu bildikleri için tomografi çektiremediler. Oradaki doktorlar herşeyi denediler, Allah onlardan bin kere razı olsun. Son gün doktorlar hiç ümitlerinin olmadığını ve tomografi çektireceklerini söylediler. Grup halinde CT taramasına gittiler. Hatta CT taramasından sonra oğlumun kalbi durdu. Her şey o anda sona erdi. Bir saat boyunca onu geri getirmeye çalıştılar ama o asla geri dönmedi.söz konusu.

Özel diş kliniğinde ihmal nedeniyle oğlunu kaybettiğini söyleyen Aydın Sönmez, ‘Amacımız kimseyi zan altında bırakmak, suçlamak, suçlamak değil ama yine de şunu söylüyorum. Bir hayvan yerde inlediğinde bile insanlar onu izler. Oğlumun hayatı bu kadar ucuz olmamalıydı. Yani hiçbir şekilde bakılmadı. Keşke bir kere baksalardı. Bir kere baksalardı eminim oğlum şu an yanımda olurdu. Oğlum güçlüydü, hiçbir sağlık sorunu yoktu, sağlığı iyiydi. Dişlerinde ve boğazında kanama vardı ama ben doktor değilim. Bu kanama nasıl oldu, nasıl oldu, hiç bilmiyorum. Sebebini bilmiyorum ama bu nefes darlığının sebebi oğlumun ciğerlerine dolan kandır. “İçerden akan kanı kastediyorum” dedi.

Oğluna genel anestezi verildiğini ve bunun için onay almadıklarını belirten Aydın Sönmez, ‘İlk başta poposuna iğne yaptılar. Bunun çok şaşırtıcı bir atış olduğunu söylediler. Daha sonra üst kata çıktıklarında tam anestezi uyguladılar. 3 gün boyunca savaştı. Son güne kadar. İmza alınmadı, hiçbir şey yapılmadı. “Bunun üzerine parayı ödedik ve ayrıldık” dedi.

Öte yandan söz konusu diş kliniğinin Bursa ve Yalova’da şubelerinin olduğu ve franchising sistemiyle çalıştığı belirtildi. Bursa’nın 13 ilçesinde şubesi bulunan kliniğin, Deniz Sönmez’in ameliyat olduğu Hürriyet İlçe şubesinde de 7/24 hizmet verdiği öğrenildi.

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, dişi çekildikten sonra hayatını kaybeden 5 yaşındaki Deniz Sönmez ile ilgili soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü duyurdu. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: ‘Bursa’da dişi çekilen çocuk hayatını kaybetti!’ Söz konusu olayla ilgili olarak; Mağdur Deniz Sönmez’in özel diş kliniğinde tedavisinin ardından yapılan tüm müdahaleler sonucu kurtarılamayarak 10.11.2023 tarihinde hayatını kaybettiği olayla ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından derhal soruşturma başlatılmıştır. Soruşturmanın Başsavcılığımız tarafından titizlikle yürütüldüğü, soruşturmanın gidişatı ve sonucu hakkında bilgi verileceği kamuoyuna saygıyla duyurulur.’