Ahmet Türk: Özgür Özel bizi memnun eden mesajlar verdi
Muhalefetin yanı sıra iktidar içinde de eleştirilen “kayyum atama politikası” Hakkari’de yaşanan gelişme ile yine eleştirilerin odağında. 31 Mart seçimlerinde yüzde 48,9 oy oranı ile sandıktan birinci çıkan DEM Parti’nin adayı Mehmet Sıddık Akış’ın görevden alınarak yerine Hakkari Valisi Ali Çelik’in atanması tepkilere yol açtı.
Kürt hareketinin önde gelen isimlerinden DEM Partili Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Eş Başkanı Ahmet Türk, Hakkari’ye kayyum atanmasını “sadece Kürt halkının değil, Türk halkının da geleceğini karartan bir adım” sözleriyle değerlendirdi.
Türkiye Belediyeler Birliği seçimleri nedeniyle geldiği Ankara’da DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Ahmet Türk, “halkın iradesinin üçüncü kez gasp edildiğini” söyledi.
2014 yerel seçimleri sonrası 2016’da, daha sonra 2019 yerel seçimlerinin ardından ve şimdi üçüncü kez böyle bir adım atıldığını ifade eden Türk, “Bu hukuk dışı bir karar. Kürt halkının mücadelesini görmemezlikten gelen, kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışan halk iradesini ipotek almaya çalışan bir anlayışın sonucudur bu. Elbette demokrasilerde yerel yönetimlerde demokrasilerin en önemli ayağıdır. Burada halk iradesi, yerinden yönetim ilkesi olarak değerlendirilir ama bugün olabildikçe Kürtleri sindirmeye, susturmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
Kayyum atama sistemi 2014 seçimlerinin ardından 2016’da uygulanmaya başlanmıştı.
“Türkiye’nin demokrasisine zarar veriyor”
Bu uygulamayla Kürtlerin ve belediyelerin kazanımlarının ortadan kaldırıldığını söyleyen Ahmet Türk, kayyumun tamamen bir “hukuksuzluk” olduğunu belirterek “Başka bir ifade kullanmak gerçekten gerekmiyor” yorumunu yaptı.
Kayyum atamanın tek zararının Kürtlere olmadığını söyleyen Türk, bunun Türkiye’nin demokrasisine de zarar verdiğini dile getirdi. Türk, sözlerini “Yani demokrasinin olmadığı bir ülkede o ülkenin gelecekle ilgili hayalleri tamamen ortadan kalkar. Biz aslında Türkiye’nin daha güçlü ve daha demokratik bir ülke olmasını istiyoruz. Adaletin eşitliğin özgürlüğün olduğu bir anlayışla yönetilmesini istiyoruz ama maalesef gittikçe otoriterleşen, tekleşen bir anlayışla karşı karşıyayız. Elbette biz burada demokrasi için aslında mücadele ediyoruz” dedi.
Ahmet Türk’ün kayyum endişesi var mı?
“Sadece Kürt halkını değil Türk halkının da geleceğini karartan bir anlayış ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullanan Türk, kayyum kararının iktidara hep kaybettirdiğini Mardin’i örnek göstererek anlattı. Ahmet Türk, “2014’te yüzde 52 oy ile seçildim. 2019’da yüzde 53,5 seçildim. 2024 seçimlerinde de yüzde 57,5 ile belediyeleri aldık. Bu kayyum siyaseti ile kaybeden iktidar partisidir” dedi.
Kobani Davası’ndan 10 yıl hapis cezası alan Ahmet Türk, “Sizin de kayyum atanması endişeniz var mı?” şeklindeki sorumuza da “Masumiyet karinesi var. Hükmün nasıl olacağı konusunu şimdiden kimse kestiremez. Eğer biliyorlarsa o zaman yargıya müdahale ediliyor anlamına gelir. İstinaf ve Yargıtay’a gidecek. Bu karar ortaya çıkmadan bizi suçlu göstermek gerçekten hukuk anlayışına aykırıdır” yanıtını verdi.
“Özgür Özel’in açıklamaları bizi memnun etti”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi sonrası normalleşme tartışmalarının yaşandığı bir dönemde alınan kayyum kararı ve ardından CHP’den gelen açıklamaları da değerlendiren Ahmet Türk, “CHP Genel Başkanı, güzel ve önemli mesajlar verdi. Gerçekten bizleri memnun eden mesajlar verdi. İnanıyorum ki verdiği mesajların arkasında duracaklardır. Bir normalleşme süreci içindeydik ve bunu biz de arzu ediyoruz aslında. Ancak Kürtleri dışında tutan bir normalleşme süreci kastediliyorsa asla bu bir normalleşme süreci olamaz, bu kabul edilemez diye düşünüyoruz” diye konuştu.
Kürt sorununun 1-2 günde çözülmeyeceğini bildiklerini kaydeden Ahmet Türk, demokratik adımların atılması için yeni bir anayasa ortaya konulması gerektiğini söyledi. Türk’e göre, “adalet” ve “eşitlik” olursa Kürt sorunu da kendiliğinden çözülebilir.
Ahmet Türk, kayyum kararının ardından AKP içerisinden de rahatsızlıkların ifade edildiği açıklamaları gördüklerini ancak kendisini arayan bir AKP’li veya hükümet yetkilisi olmadığını söyledi.
DW Türkçe’ye sansürsüz nasıl ulaşabilirim?